Yabancı Marka Hayranlığımız!

TÜİK verilerine göre Türkiye 2017’nin ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüdü. İnşaat sektörü ise Türkiye ortalamasının 5 katı yani yüzde 25 büyüdü.

 

İnşaat Sektöründe, Çin’den sonra dünyada ikinci sırada yer alan Türkiye’nin yüzde 25 büyüme kaydetmesi çok çok önemli bir gelişme. Hele ki dolaylı veya doğrudan yaklaşık 500 kalemi etkilediğini varsayarsak!

 

İnşaat sektörünün yüzde 25 büyüdüğünü düşünürsek buna paralel olarak inşaat malzemeleri sektörünün de yüzde 25 büyümesi gerekiyor. Tabi yerli malzeme kullanırsak!

 

Sadece inşaat imalatında değil inşaat malzemeleri üretiminde de dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Bugün neredeyse yüzde 100 yerli malzemeyle bir inşaat üretmek mümkün. Ülkemizdeki ‘ithal merakını’ en azından inşaat sektörü olarak bir kenara bırakmalıyız.

 

2016 yılında Türkiye 15.2 milyar dolar inşaat malzemesi ihracatı gerçekleşti. Bununla birlikte 9.3 milyar dolarlık ithalat yaptık. ‘Dünya bizi tercih ederken biz dünyayı tercih ediyoruz’. Dünyaya ihracat edecek kalitede inşaat malzemelerimize biz ne kadar rağbet gösteriyoruz?

 

Elbette ihracat rakamlarının ithalat rakamlarından yüksek olması çok sevindirici. Ancak son birkaç yıla baktığımızda ihracat rakamları azalmakta, ithalat rakamları ise artmakta. 2014’te 21.2 milyar dolar olan ihracat 2015 yılında 17 milyar dolara, 2016 yılında ise 15.2 milyar dolara geriledi.

 

Teknoloji-finans-bilişim-otomotiv-savunma sanayi-ağır sanayi gibi birçok sektörde gelişmiş ülkelerin gerisinde olan Türkiye’nin en azında lokomotif bir sektör olan inşaatta liderliğini koruması gerekiyor. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri ve inşaat malzemeleri ihracatında yaşanan ciddi düşüşü engellemek adına çaba göstermeli. Müteahhitler yerli malzeme kullanarak hem iç piyasa ekonomisini canlandırmalı hem de yerli inşaat malzemesi üreticisinin finansal olarak güçlenerek daha çok üretim ve daha çok ihracat yapması konusunda rol almalı. Dünyada referans inşaat projelerine atmış, dünyanın en büyük müteahhitleri listesinde kendine yer edinmiş Türk müteahhitlik firmaları da her konuda desteklenmelidir. Türkiye dünya ülkeleriyle ekonomik işbirliğini güçlendirmeli ve özellikle inşaat sektörü için yeni Pazar alanları oluşturmalıdır. Finansal açıdan güçlü inşaat firmaları yurtdışı projelerine daha çok yönelmeli ve yurtdışındaki projelerinde dahi Türkiye’den inşaat malzemesi kullanmalı.

 

Eğer müteahhitler tamamen yerli malzeme kullanır ve 500 kalemin paralel olarak büyümesini sağlarsa, yurtdışı müteahhitlik işleri artırılır ve Türkiye’ye sıcak para akışı sağlanırsa eminim ki sadece inşaat sektörü tek başına Türkiye ekonomisini ayakta tutmaya yetecektir.

 

Türkiye’deki tüm sektörlerin dünya liderliğine oynaması ise hepimizin temennisi…

Niyazi Gültekin